Regresyon, özellikle 1960’lardan sonra geliştirilmiş bir yöntemdir.
Bu işin öncüleri olan Dr. Janet CUNNINGHAM ve psikolog Jeffrey J.
RYAN bu yöntemi geliştirerek uygulamaya başlamış ve şunu fark etmişler: Normal terapi yöntemleri ile insanların bütün problemleri çözülmüyor ve gerçek anlamda bir dönüşüm yaşayamıyorlar. Amerika’da birlikte çalıştıkları insanlara bu yöntemi denemeye başlamışlar.
Problemlerin kökenleri ile çalışmaya başladıklarında nerelere kadar gidebildiklerine bakmışlar.
Ve problemle ilgili çalışıldığında görüyorlar ki bunun arkasında bir takım geçmiş yaşam anıları ortaya çıkıyor.
Ve kişi, bu anıları açığa çıkarttığında, ki sadece bunların açığa çıkması yetmiyor, bunların üzerinde uygun yöntemlerle de çalışılması gerekiyor.
Buna biz Yeniden Çerçevelendirme adını veriyoruz. Geliştirdikleri bu yöntem ile kısa sürede muhteşem sonuçlar aldıklarını görmüşler.
Bundan yola çıkarak bu yöntemi daha da geliştirerek uluslar arası bir kurum haline getirdiler. (Earth Association for Regression Therapy: Dünya Regresyon Terapileri Birliği) adı altında kurumsallığa adım attılar.
Dünyada uygulanan ve kabul görmüş bir terapi yöntemi olduğu halde, ülkemizde maalesef yaklaşık 10 yıldır uygulanmaya başlanmış, etkili bir yöntem olması nedeniyle de kısa sürede popüler olmaya başlamıştır.
Regresyon terapisinin içeriğini daha detaylı şekilde inceleyelim;
Geçmişte yaşanılan travmaların etkileri fiziksel bedenimizde ve hücrelerimizde hatta DNA kayıtlarımızda mevcuttur ve ilginçtir bu kayıtlarda oluşan veya genlerimizde hücre bazında mevcut olan duygusal travmalar ve olumsuz kayıtlar yapılan seanslarda gün yüzüne çıkmıştır.
Duyguları hisseden aklımızdır. Bilinçaltı duygularımızın yerleştiği yerdir. Bu nedenle duygularla çalışmak bilinçaltıyla çalışmak demektir.
Bizi idare eden “düğmelerimizle” çalışmak demektir. Zihnimizin duygu düzeyindeki dönüşüm, kişinin değişimini yaratır.
Çünkü bu dönüşüm sonucunda değişimler en derin duygularımızla uyum içinde olmaya başlar.
4 Regresyonun temel amacı sadece geçmişte nelerin yaşandığını yeniden görmek değildir.
Amaç enerji bedeninde sıkışmış kalmış duyguların boşaltılması ve zihinde bilinç ve bilinçaltı ile yeniden denge yaratılmasıdır.
Bu yaratılan denge terapi gören kişinin eskiden kendini etkileyen durumlar karşısında daha farklı hissetmesine, düşünmesine yada davranmasına neden olur.
Regresyon terapisi bir teknik olarak birikmiş duyguların temizlenmesini sağlar.
Bedenden akmasını sağlar. Alttan doğal, temiz duygular çıkar. İnsani duygularımız çıkar. Bunlar bu değişimi geçiren kişiler tarafından yeni duygular olarak algılanır.
Aslında sadece bir dönüşüm olmuştur.
Artık bu duygular kendilerini yeni bir şekilde ifade etmeye başlamıştır. Aslında duygularımızı ve bozulmuş algılarımızı yıllarca, onlarla yüzleşmeden ve ne olduklarını anlamadan taşırız.
Bu nedenle de sorunlardan kurtulamayız, kurtulamadıkça kendimizde bir eksiklik olduğunu sanırız. Bozuk yaratıldık sanırız. Yani duyguyu çözünce değişiklik kendiliğinden gelir. Bir nevi duygusal olarak fabrika ayarlarına geri döneriz.
Regresyon terapisinde bir diğer amaç da kişinin güçlendirilmesidir.
Amaç acıyı yok etmek değil bilakis acının içinden geçerek sorunlarla yüzleşmek ve barış yapmaktır. Çünkü yok saydığınız duygularınız er geç karşınıza daha da büyümüş halde dikleşecektir, ta ki siz onları artık görmezlikten gelmeyi bırakana kadar.
5 İyi ve sistematik uygulanmış regresyon çalışmaları sonunda kişilerde beklemedikleri kadar hatta mucizevi diyebileceğimiz farklılıklar oluşur.
İyileşmeyen bir takım fiziksel hastalıklarda belirgin iyileşme olması, ruhsal dengesizliklerin düzelmesi ve kötü alışkanlıkların ortadan kalkması bir regresyon terapisti için şaşırtıcı değildir.
Duyguları boşaltmaya başladığınız andan itibaren iyi hissetmeye başlarsınız. Çoğu zaman bu ilk seanstan başlayan bir süreçtir.
3 -5 seans içinde (ortalama bir hafta veya 10 gün arayla ) belirgin değişimler ortaya çıkar. Tipik olarak 3. seans kırılma noktasıdır. (Kişisel farklılıklar olabilir.)
Standart regresyon seansı üzerinde çalışılacak konunun belirlenmesi, danışanın duygularıyla çalışmaya hazır olması, geçmişiyle yüzleşecek bilinçte olması, regresyonun amacını iyi anlamış olması ve her şeyden de önemlisi aceleci olmaması gerekmektedir.
Regresyon terapisi ile geçmiş yaşam terapisi arasındaki fark şöyle açıklanabilir, tedavi edici regresyon da esas çalışma kişinin anne rahmine düştüğü andan şimdiki yaşamına kadar olan dönemini kapsar, bu bedendeki sorunlarını bu hayatta ki yaşanmışlıkların da çözmek çağdaş regresyon terapistinin hedefidir.