Regresyon Hakkında Merak Edilen Sorular

  • Anasayfa
  • Regresyon Hakkında Merak Edilen Sorular

Geçmişe yapılan yolculuk bize ne kazandıracak?

Bu çalışmayı deneyimlemek zor mu?

Şu anda yaşamakta olduğum, sıkıntıların kaynağı geçmişte yaşadığım travmalar mı?

Korkularımın kaynağı, daha önce yaşamış olduğum, travmatik ölümler olabilir mi?

Bedenim de nedeni belli olmayan rahatsızlıklarımın, kaynağı geçmiş yaşamlar da bulunabilir mi? 

Tüm bunların cevabı ancak seans sırasında danışanın bizzat kendi göreceği ya da hissedeceği yaşanmışlıklar ile ilgilidir, netice de bu bilgilerin tamamı ancak ruhsal DNA kayıtların da hücre bazında, ya da bilinçaltında mevcuttur. 

Bu nedenle sizin söyleyebileceğiniz tek şey, sonuç olarak kayıtlarında ne görürse görsün yüksek benliğinin kaldıracağı kadarını görür.
Bu ayrıca bir enerji çalışması olduğu için.
Eğer kişinin şifalanma vakti geldiyse, bu büyük güç her şeyi hallediyor, (hatta şu kadarını ifade edeyim seans sırasında hiçbir veri alınamasa dahi, yaşamında olumlu dönüşümler olabiliyor).
Sonuçta çok rahatlayacağı, isteklerinin önündeki blokajlarının kalkması ile birlikte yaşamını, eskinin etkisinden kurtarıp daha keyifli halde sürdürebileceği için denemeye değer bir uygulama.
Yapacağınız bir geçmiş yaşam terapisi yanınızda ki birinin olduğu gibi, dünyanın başka bir ucunda yaşayan birinin de çözülme yaşamasına katkıda bulunur.
Hatta seansı yapan kişi, terapist de danışanın yaşadığı benzer korku ve kaygıları varsa seans sırasında çözümleyebiliyor.
Bu nedenle danışan ile birlikte terapistin de şifalanabileceği harika bir yöntemdir, özellikle belirtmek 

 

SIKÇA SORULAN SORULAR 

 

1-SEANS KİMLERE UYGULANABİLİR? 

Danışmanın ön görüşme sırasında uygun gördüğü ve regresyona geçebilen herkese uygulanabilir. Çocuklar için daha farklı formatta ve kısa süren regresyon çalışmaları yapılabilmektedir.

2- REGRESYON TERAPİSİ ÇOCUKLARA DA UYGULANABİLİYOR MU? 

Evet. Çocuklarla regresyon yapabilmek için gerekli olan ileri eğitimi almış olmak kaydıyla, çocuklarla da çalışma yapabiliyoruz. Çocuklara uygulanan format tamamıyla farklı ve süresi de yetişkinlere oranla oldukça kısa sürüyor. 

3-REGRESYON TERAPİSİ ALMAK İÇİN GEÇMİŞ YAŞAMLARA (REENKARNASYONA) İNANMAK ŞART MIDIR? 

Hayır. Sorunun kaynağı bazen bu hayatta hatta kişi henüz anne karnında iken bile oluşmuş olabilir. Bilinçaltından çıkan hikâyenin başka bir hayatın izlerini çağrıştırdığı durumlarda ise hedefimiz danışanın bu hayatın kendisinin geçmiş hayatı olduğuna inanması değildir. Amaç, bilinçaltından çıkan hikâye ile şu anda yaşanan sorun arasındaki benzerliklere bakmak, bilinçaltında kayıtlı olan negatif duygu-düşünce kayıtlarını tespit ederek dönüştürmek ve bu hayatta yaşanan sorunun çözümüne katkı sağlamaktır. 

 4- REGRESYON TERAPİSİNİN UYGULANMADIĞI DURUMLAR VEYA KİŞİLER VAR MIDIR? 

Evet. Daha önce psikiyatrist tarafından teşhisi konulmuş bazı rahatsızlıklarda (majör depresyon, ağır şizofreni vb.) danışan ile kesinlikle çalışma yapmıyoruz.
Aynı şekilde, beyin kimyasallarını etkileyen ağır antipsikotik ilaçlar kullanan kişiler transa geçişte sorun yaşadıkları için, onlarla da çalışma yapamıyoruz.
Bu yüzden, daha randevu aşamasında iken kişiye herhangi bir ilaç kullanıp kullanmadığını mutlaka soruyoruz.
Ayrıca Kalp pili olanlar. Bazı vakalarda yoğun beden terapi ağırlıklı olarak çalışma yapılması gerektiği için hamilelik durumunda da çalışma yapmıyoruz.

5- KAÇ SEANS ÇALIŞMAK GEREKİR? 

Regresyon Terapisi’nde çalışmanın kaç seans süreceği danışanla ve konuyla bağlantılı olarak değişkenlik göstermektedir.
Bazı konularda bazı danışanlarda tek seansta ciddi dönüşümler gözlemleyebildiğimiz gibi benzer bir konu için farklı bir danışanla 3 seans çalışmak gerekebilir.
Bu tamamen danışanın konusu ve yaşanmışlıkları ile ilgilidir.
Neticede yılların birikimi ve acıları mevcuttur, her ne kadar mucizevi ve kısa sürede iyileşme sağlanabiliyor olsa da sihirli değnek değildir.
İnsanın bilinçaltı çok kompleks bir yapı olduğu için bazen de tek bir seansta iç içe geçmiş konularda bonus faydalar sağlandığına da sıklıkla rastlanmaktadır.
Örneğin; sağlıksız ilişkiler konusu çalışılır iken kişi aynı seans içinde sevgisizlik veya değersizlik konularının da paralelinde çözüme ulaştığını fark eder.
Tabi ki bunlar danışanın farkındalığıyla, ruhsal zekasıyla bağlantılı olarak zaman içerisinde farkettiği extra konular da olabiliyor.
Bunun dışında, henüz ön görüşme sırasında terapistin en az 2-3 seans çalışmayı önerdiği durumlar olabiliyor.
Örneğin: Bağımlı kişilik yapısına sahip bir danışanla ilişkiler konusu çalışırken en az 2-3 seans çalışmak gerekiyor.
Terapist, her seanstan sonra danışanı takip ettiği için seans sayısı ve seansların aralığı yine kişiye göre değişkenlik gösteriyor.
Bu noktada danışanın da seanstan sonraki geribildirimlerini terapiste bildirme ve seansta kendisine önerilen şeyleri yerine getirme gibi yükümlülükleri oluyor; yani regresyon terapisi sorumluluğun %30’u danışanda, %70’i ise terapistte olan bir çalışma yöntemidir.
Danışanın işbirliği olmadan terapistin size bir sihirli değnek ile dokunup tüm hayatınızı tek seans ile mucizevi bir şekilde dönüştürmesi mümkün değil.
Burada, altını özellikle çizmek istediğim ve nadiren de olsa danışanlarda gözlemlediğim önemli bir nokta var ki; o da bazı danışanların ilk seanstan sonra hayatlarında çok olumlu gelişmeler olmaya başlayınca o konuda tamamen şifalandıklarını düşünme yanılgısına düşmeleri.
Böyle olunca da seanslara çok uzun ara verme eğiliminde oluyorlar. Az önceki örnekte belirttiğim gibi bağımlılık konusu çok katmanlı ve tek seansın yeterli olmayacağı bir konudur.
Terapinin yarım bırakılması o anda olmasa bile ilerde danışanın tekrar bir kısır döngü içerisine girmesine ve hatta tüm terapi yöntemlerine olan inancını yitirmesine bile sebep olabilir.